Güney Kore’de gençlerin toplumsal izolasyonu: Mutluluk Fabrikası
Güney Kore’nin Mutluluk Fabrikası’ndaki ufak hücrelerin dış dünyayla tek bağlantısı yemek dağıtımı için kapıda açılmış küçük boşluklar.
5 metrekarelik hücrelerde telefon veya bilgisayarlar yasak. Burada kalanlara yalnızca çıplak duvarlar eşlik ediyor.
Mavi üniforma giyinseler de buradakiler aslında mahkum oldukları için değil “inziva deneyimi” için hücrede kalıyorlar.
Çoğunun ortak paydası, toplumdan tamamen izole olmuş bir çocuklarının olması.
Tecrit hücreleri
Genç münzevilere hikikomori adı veriliyor; bu 1990’larda Japonya’da ergenler ve genç yetişkinler arasında görülen şiddetli toplumsal izolasyonu tanımlamak için ortaya atılmış bir kavram.
Nisan’dan bu yana ebeveynler, Kore Gençlik Vakfı ve Mavi Balina Kurtarma Merkezi adlı Sivil Toplum Kuruluşları (STK’lar) tarafından finanse edilen ve yürütülen 13 haftalık bir ebeveyn eğitim programına katılıyor.
Programın amacı insanlara çocuklarıyla nasıl daha iyi iletişim kuracaklarını öğretmek.
Bu süreçte ebeveynler tecrit hücresine benzer bir odada üç gün geçiriyor.
Bu izolasyonun ebeveynlerin çocuklarını daha iyi anlamalarına yardımcı olması umuluyor.
‘Kimse onu anlamadığı için kendisini sessizlikle koruyor’
Oğlu 3 yıldır odasından çıkmayan Jin Young-hae, Mutluluk Fabrikasına ilk gittiğinde toplumdan soyutlanmayı seçen diğer gençlerin notlarını okuduğunu söylüyor.
“Çocuğum benimle pek konuşmadığı için onun aklından neler geçtiğini bilmiyordum” diyor ve ekliyor:
“Bu notları okumak şunu fark etmemi sağladı: ‘Kimse onu anlamadığı için kendisini sessizlikle koruyor'”.
Park Han-sil takma adlı anne, yedi yıldır kimseyle görüşmeyen 26 yaşındaki oğlu için hücreye kapanmış.
Oğlu birkaç kez evden kaçmış; artık odasından nadiren çıkıyor.
Park, oğlunun video oyunları takıntı haline getirdiğini söylüyor.
Sosyal ilişkilerde zorluklar
Anne Park, oğluna ulaşmakta halen zorlanıyor ancak izolasyon programı sayesinde oğlunun duygularını daha iyi anlamaya başladığını anlatıyor.
“Çocuğumun hayatını belirli bir kalıba sokmadan kabul etmenin önemli olduğunu fark ettim” diyor.
Güney Kore Sağlık ve Refah Bakanlığının 2023’te yaşları 19-34 yaş arasındaki 15 bin kişiyle yaptığı bir ankete katılanların yüzde 5’inden fazlası kendilerini toplumdan soyutladıklarını söylemişti.
Veri Güney Kore’nin daha geniş nüfusuna uyarlanırsa bu, yaklaşık 540 bin kişinin izole olduğu anlamına geliyor.
Ankete göre toplumsal izolasyonun en yaygın nedenleri şunlar:
Japonya’da, kendilerini toplumdan izole eden gençler dalgası ilk olarak 1990’larda başladı. Bu, yaşlı ebeveynlerine bağımlı orta yaşlı insanların ortaya çıktığı yeni bir demografiyle sonuçlandı.
Sadece emekli maaşıyla yetişkin çocuklarına bakmaya çalışan bazı ebeveynler yoksulluğa sürüklendi ve depresyona girdi.
Kyung Hee Üniversitesi Sosyoloji bölümünden Profesör Jeong Go-woon, Güney Kore’de toplumun beklentilerinin, özellikle ekonomik durgunluk ve düşük istihdam zamanlarında gençlerde kaygıyı artırdığını söylüyor.
Toplumda çocuğun başarılarının ebeveynlerin başarısı olduğu görüş hakim. Bu da tüm ailenin birlikte izolasyon bataklığına sürüklenmesi riskini doğuruyor.
Birçok ebeveyn, çocuklarının yaşadığı zorlukları, kendileri açısından bir başarısızlık olarak algılıyor ve bu da suçluluk duygusuna yol açıyor.
Prof. Jeong, “Kore’de ebeveynler sevgilerini ve duygularını genellikle eylemler ve sorumlulukla ifade ederler” diyor ve ekliyor:
“Çocuklarının öğrenim ücretlerini çok çalışarak karşılayan ebeveynler, sorumluluğu vurgulayan Konfüçyüsçü kültürün tipik bir örneği.”
Güney Kore’nin 21. yüzyılın ikinci yarısındaki hızlı ekonomik büyümesi dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline gelmesini sağlamıştı. Bu hızlı büyümenin çok çalışmaya yapılan kültürel vurguyla bağlantılı olduğu düşünülüyor.
Ancak Dünya Eşitsizlik Veri Tabanına göre, ülkede ekonomik eşitsizlik son 30 yılda daha da derinleşti.
Programın yürütücülerinden Mavi Balina Kurtarma Merkezi Direktörü Kim Ok-ran, gençleri bir “yetiştirme sorunu” olarak gören birçok ebeveynin etraflarındakilerden uzaklaşmaya başladığını söylüyor.
Bazıları ise yargılanmaktan o kadar çok korkuyor ki, durumlarını yakın aile üyeleriyle bile paylaşamıyorlar.
Kim Ok-ran, “Sorunu açıkça konuşamıyorlar, bu durum ebeveynlerin de yalnız kalmasına yol açıyor” diyor.
Yardım almak için Mutluluk Fabrikasına gelen ebeveynler, çocuklarının normal hayata dönebileceği günü sabırsızlıkla bekliyor.
Tecritten çıkarsa oğluna ne söyleyeceği sorulduğunda anne Jin’in gözleri yaşarıyor:
“Çok fazla şey yaşadın.
“Senin için çok zor olmalı, değil mi?
“Yanındayım” diyor sesi titreyerek.
Bu makalede bahsi geçen sorunlardan etkilendiğinizi düşünüyorsanız yakınınızdaki güvenilir ruh sağlığı hizmetleri merkezlerinden profesyonel yardım isteyin.